Tokyo’da açılan yeni bir sergi, yapay zekâ ile oluşturulan kokulu posterleriyle sanat dünyasında büyük ilgi topluyor. Ziyaretçiler, posterlere yaklaştıklarında yalnızca görselleri görmekle kalmıyor; aynı zamanda o görsellerle eşleşen özel kokuları da hissediyor. Bu yenilikçi yaklaşım, duyusal tasarım anlayışına taze bir soluk getiriyor.
Sergideki her poster, AI tabanlı bir görsel üretim sistemiyle tasarlandı. Ardından özel baskı makineleri, bu görsellerin üzerine koku verici katmanlar ekledi. Böylece portakal, lavanta ya da deniz esintisi gibi kokular, görsel tasarımın bir parçası hâline geldi. Ziyaretçiler posterin önünde durduklarında, koku ile görsel arasında güçlü bir bağlantı kurabiliyor.
Bu proje, yalnızca estetik bir deneyim değil; aynı zamanda teknolojinin insan duyularıyla nasıl etkileşime geçebileceğini araştıran bir çalışma. Küratörler, “Görsel sanat tek başına yeterli değil, hissettiren sanat çağına giriyoruz” diyerek serginin amacını özetliyor. Böylece sergi, kokunun hafıza ve duygular üzerindeki etkisini sanatla birleştiriyor.
Tokyo’da son yıllarda “olfaktör sanat” olarak bilinen koku temelli projelere büyük ilgi var. Japon teknoloji şirketi SCENTMATIC, “KAORIUM” adlı yapay zekâ sistemini geliştirerek kokularla duygular arasında dijital eşleşme yaratıyor. Bu sistem, insanların ruh hâline göre uygun koku önerileri sunabiliyor. (Kaynak: Businesswire)
Ayrıca Japon sanatçı Maki Ueda, kokuyu bir anlatım dili olarak kullanıyor. Ueda’nın eserlerinde izleyici yalnızca “bakmakla” kalmıyor; kokuları takip ederek bir hikâyeyi adım adım deneyimliyor. (Kaynak: Wikipedia)
Sergideki teknik altyapı da dikkat çekici. Her posterde minik sensörler, kokunun yalnızca posterin çevresine yayılmasını sağlıyor. Böylece farklı kokular birbirine karışmıyor. Ayrıca alerjisi olan ziyaretçiler için kokusuz deneyim seçeneği de mevcut.
Bu yenilikçi konsept, sanatın geleceğine dair ipuçları veriyor. Çünkü kokular, görseller kadar güçlü bir anlatım aracı hâline geliyor. Sonuç olarak Tokyo’daki bu sergi, AI teknolojisiyle duyusal deneyimi birleştirerek sanatın yeni dönemini başlatıyor.
 
			 
					
